BANDIRMA KİTAP GÜNLERİ, birbirlerinden değerli şair ve yazarları konuk ediyor, kitapseverlerle buluşturuyor. Katılımcılardan da yoğun ilgi görüyor…
Bugünkü konuğumuz çok uzaklardan değil bu defa çok yakından…
Radyocu ve gazeteci kimliğini de eklersek adeta içimizden biri…
HACER AŞÇI
Yüksek öğrenimi için geldiği Bandırma’da sosyoloji bölümü lisans öğrenciliğiyle yürüttüğü eğitim hayatının yanında radyoculuk serüvenine bir de yazarlığı ekleyince bir koltukta iki karpuz misali başarılarına her geçen gün bir yenilerini daha eklemeye devam ediyor…
Bu yıl 6.sı düzenlenen BANDIRMA KİTAP GÜNLERİ‘nde kitaplarını imzalayan AŞÇI, söyleşide Bandırmalı Kitapseverlerle buluştu.
Moderatörün sorularını yanıtlayan Aşçı, düşünmelerini şöyle paylaştı;
HACER AŞÇI;
” İlk insanlar daha anaerkil yaşarken tarihte tarımın bulunmasıyla erkekler bir şekilde gücü eline geçirdi. Ve tahakküm kurdu. Bu eril tahakküm, hükmetme arzusu kadınlarda emin olun öfke biriktiriyor. Hayallerini, isteklerini bir erkeğin engellemesi yüzünden bırakmak zorunda kalan kadın öfkelenir. Ben de öfkeliyim tabii ki. Üniversite okumaya cesaret ettiğimde 35 yaşındaydım. Bandırma’ya da bu sebeple geldim. Ve burada alışkın olduğum dünyadan farklı bana ve sözlerime değer veren güzel insanlarla karşılaştım. Destek oldular. Bunun da etkisiyle ve içimdeki öfkeyi dönüştürmek için yazmaya karar verdim. Erkeklerin kadınlara reva gördüklerini yaşayacakları bir paralel evren tasarladım zihnimde. Ama yazarken istediğim kadar acımasız olamadım. Belki de bir oğul annesi olduğumdan. Tasarladığım paralel evren istediğim kadar acımasız olmadı.
Kitabı erkeklerin de okumasını çok isterim. Çok iyi edebi metin diye değil. Tahakkümün kadın dünyasında yarattığı tahribatı görsünler diye.” sözleriyle söyleyişiyi noktaladı.