REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

DURSUNBEY DEPREMİ SONRASI AÇIKLAMASI YÜREKLERİ AĞZA GETİRMİŞTİ…

Dursunbey’de  bir ay önce meydana gelen deprem sonrasında deprem bölgesinde daha büyük depremler üretebilecek fayların olabileceği değerlendirmesinde bulunan Balıkesir Kent Konseyi, Şehir Ekonomisi, Kalkınma ve İstihdam Yönetim Kurulu Üyesi, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilci Yardımcısı Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan;

“Balıkesir, Edremit ve Bandırma faylarının sismik tehlikesi daha büyük depremler oluşturabilecek faylar bulunmaktadır ve bu fay hatlarında da ciddi enerji birikmesi mevcuttur.” ifadelerini kullanmıştı.

“FAY HATLARI YERLEŞİM YERLERİNDEN GEÇMEKTE…”

“Bu büyüklükte depremler bu bölgede her zaman olabilir; çünkü deprem üretme potansiyeline sahip çok sayıda diri fay var. Yenice-Gönen Fayı, Balıkesir Fayı, Edremit Fayı ve Bandırma Fayları yerleşim birimlerinden geçmektedir,

Asıl buralara çok dikkat edilmesi gerekiyor. Zaman kaybetmeden gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir” değerlendirmesinde bulunmuştu.

ENDİŞELİ BEKLEYİŞİN ARDINDAN AÇIKLAMALAR GECİKMEDİ

Bu açıklamaların ardından bölgede endişeli bekleyiş yerini alırken aynı zaman dilimi içinde Bandırma sahillerinde de gözle görülür deniz çekilmesi bir aya yakın bir zamandır deniz seviyesinin eski seviyesine dönmemesi endişeleri bir kat daha arttırmasıyla, deniz çekilmesi yaşanan yerler meraklılar tarafından adeta türbe ziyaretgahına çevrildi.

KUMSALI OLMAYAN BANDIRMA’DA KUMSAL OLUŞTU

Bu kez de Bandırma’daki deniz çekilmesini değerlendiren Aykan, açıklamalarıyla adeta yüreklere su serpti.

Aykan; “Toplumumuz deprem ve küresel ısınmaya çok duyarlı hale geldiğinden, deniz suyu çekilmesini depreme, küresel ısınmaya veya başka afete bağlıyorlar. Bunun gibi doğada yaşanan sıradan değişimler toplumumuzda, küresel ısınma ve deprem korkusuna neden olmaktadır. Küresel ısınma suyun çekilmesine değil, kıyılara su basmasına yol açar. Buzullar eridiğinde kıyıları su basar, bu yüzden küresel ısınmaya bağlamak düşüncesi yanlış. Marmara Denizi sahillerinde son yıllarda gözlenen deniz suyu seviyesindeki düşüşler, günlük atmosferik ve oşinografik parametrelerdeki değişimlerden kaynaklanmaktadır. Atmosfer basıncındaki değişimler, ayın ve güneşin çekim etkilerinden oluşan nedenler ve rüzgarın etkilerinden kaynaklanmaktadır. Deprem riskini artırdığı şeklinde yorumlanmaması gerekmektedir” dedi.

“DEPREM OLARAK YORUMLAMAK DOĞRU DEĞİL”

Aykan, “En son Bandırma sahilinde gözlenen deniz suyu çekilmesi zaman zaman bu bölgede görülebilmektedir. 2014 ve 2021 Mart ayında Erdek sahilinde, deniz suyu yaklaşık 20 metre çekilmiş ve denizin su seviyesi de düşmüştü. Deniz suyunun çekilmesiyle suların çekildiği bölgede kısmi adacıklar ortaya çıkmıştı. Aynı bölgede 2009 Ocak ve 2011 Kasım aylarında da yaklaşık 50 metreye yakın denizin çekildiği bölgede daha sonra sahil normal hale dönmüştü.

“HALKIMIZIN ENDİŞE ETMESİNE GEREK YOK”

Dolayısıyla, deniz çekilmelerini depremin nedeni olarak değerlendirmek doğru değildir. Bunun nedeni, karadan gelen rüzgarların suyu denizin ortasına çekmesidir. Bu dönemlerde Marmara Denizi’nde deniz çekilmeleri çok sık olur. Bunun depremle bir ilgisi yoktur. Vatandaşlarımızın bu konuda tedirgin olmasına gerek yok. Deprem öncesinde de denizde çekilmeler olur ama insanlar bunu birbirine karıştırıyor. 1999 Marmara Depremi’nde de Yalova’da, Çınarcık’ta deniz çekilmesi olmuştu. Bu öyle bir şey değil. Halkımızın endişe etmesine gerek yok; ancak sismik hareketlilik olduğu zaman depremi de düşünmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.