Bandirmagüncelhaber

PROF. SARI; “MARMARA’NIN KURTULUŞ REÇETESİ İÇİN TEK UMUT PİNALAR…”

118 views
19 Haziran 2023 - 15:23
PROF. SARI; “MARMARA’NIN KURTULUŞ REÇETESİ İÇİN TEK UMUT PİNALAR…”
REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

Bandırma Sanayici ve İş İnsanları Derneği kısa adıyla BANSİAD ‘ın  Aylık Olağan Toplantısının konuğu olan Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Deniz, İklim, Marmara” konusunda önemli açıklamalarda ve önerilerde bulundu.

Bandırma On Eylül Üniversitesi‘nin kuruluş aşamasında küçüksenmeyecek katkıları ve çabalarından dolayı Bandırmalı iş insanlarına teşekkür ederek başlayan ve ” Denizden bahsedeceğim iklime geçeceğim, sonra da Marmara’nın üstünde birazcık ayrıntılı olarak duracağım.” diyerek  sözlerine başlayan Prof. Dr. Mustafa Sarı;

“Bugünkü gördüğümüz haliyle değildi belki de bizim en büyük yanılgımız dünyayı hep bugünkü haliyle hayal ediyor olmak milyon yıl önce bütün kıtalar birleşikti ve plaka adında tek bir kıta, tek bir deniz vardı. Kıtalar ayrılmaya başladı ve yaklaşık 65 milyon yıl önce bugünkü haline yakın bir hal almaya başladı. Dünyanın dörtte üçü böylece sularla kaplamış oldu. Geriye kalan 4’te 1’i sadece karalarla kaplandı. Karaların bize göre zenginlik orada, hayat orada. Savaşları bu kara parçaları için yapıyoruz. Halbuki deniz olmazsa hayat yok. Yaşamımız denize bağlı içerisindeki oksijenin yarısı denize giriyor en az yarısı bazen %70′, bazen %80’i en az olduğunda yarısı %50’si denizden geliyor. Kara ormanlarla kaplı olsaydı bugünkü hayvan ve insan nüfusunun soluduğu havayı içindeki oksijenin üretmeye yetmeyecekti. Deniz üretiyor oksijeni nasıl üretiyor? Deniz işte biraz önce Başkanımızın ifade ettiler bir yeşil mutabakat var şu anda hep beraber karbon emisyonumuzu azaltmaya çalışıyoruz, kim emecek biz bir şekilde karbon çıkarmaya devam edeceğiz öğrendiğimiz ağaçlar fotosentez esnasında karbondioksit ışığını kullanır ve sonunda oksijen üretir diye biliyoruz değil mi? İşte karalar ormanlarla kaplı olsa bile yetmeyecekti. Denizdeki fitoplankton dediğimiz minik bitkicikler karadaki bitkilerin fonksiyonunu üstlenmiş olan Bu minik bitkicikler işte en büyük dünyadaki karbon yataklarını oluşturuyor yani okyanuslar denizler olmazsa karbondioksit emisyonunu karbon emisyon azalsak yine de soluduğumuz havanın içerisindeki oksijeni üretmeye yetmeyecek yani sadece biz yediklerimizle denize anlıyoruz. Balık varsa deniz iyi. Deniz sağlıklı, balık geliyorsa sofrada lüfer varsa sorun yok sofrada hamsi varsa sorun yok. Senin o hamsinin gelebilmesi için arkada kocaman bir sistemin çalışması gerekiyor düşünecek olursak Marmara’da 3.000 küsür tür var bir bitki ve hayvan türü var 200 gramlık bir lüferin gelebilmesi için bu 3.000 türün uyum içerisinde bu şekilde çalışması gerekiyor, eşyalarını alacak fotosentez yapacak karbonu emecek azotu fosforu planktonunu yiyecek küçük balıklar onu yiyecek orta boy balıklar palamut gibi onları yiyecekler balıklar onlarla beslenecek ve bu besin piramidinin en tepesinde köpek balığı yer alacak yani bu ekosistem uyumu devam etmeli ki şu halkaların hiçbirisi kırılmamalı ki 3000 tür sağlıklı çalışabilmeli ki benim soframa 200 gramlık lüfer gelebilirsin. Geliyor mu? artık gelemiyor. Çünkü deniz ekosistemini biz gittikçe unuttuk, koptuk. Dediklerimiz; Deniz eşittir balıklardan ibaret kaldı. Onlarca metre derinliklerinde bir Tüplü Kurt tarlası var. Ne yapıyor? Bu Tüplü Kurttlar yenilir mi? Hemen aklınıza o geldi değil mi? Yenilir mi? Yenmez.  Tüplü Kurt yiyemezsiniz, atıkları süzer. Bizim gönderdiğimiz atıklar, bizim kanalizasyonla arıtmadan denize gönderdiklerimizi süzer başka Deniz Çayırı deyince hepinizin birazcık tedirgin olduğunu tahmin edebiliyorum. Denize gittiğinizde plajda ayağınıza Deniz Çayırı değdiğinde, yosun değdi diye kıyameti koparıyoruz.  Otel müşteri kaybetmek korkusuyla belediyeyi arıyor belediye oy kaybetme korkusuyla bir iş makinesi gönderiyor ve deniz çayırlarını sürekli kazıyoruz, plajların önünde her tarafta bütün dünya denizlerinde kazıyor. Fitoplanktonun ürettiği oksijen de yeterli gelmeyecek. Bunlar da denizlerin Akciğerleri. Bunlar da bizim için fotosentez yapacaklar. Sünger yenir mi? İçimize sünger yiyen var mı? Süngerden geçim sağlayanlar var ama süngeri yiyen hiç kimse yok. Bu da denizi süzer, filtre eder temizler ama sürekli gönderdiğimiz atıklarla bunlar baş ederler. Bazı tür balıklar, midye yataklarının üstünde midye kabuklarının üstünde duruyor. Niye acaba? Çünkü bu hayvan en çok onları seviyor kabuklularla besleniyor onlarla beslendiği zaman daha mutlu oluyor. Deniz ekosisteminin sağlıklı olması gerekiyor.Papaz Balıkları da yenmez, parmak kadar balıklardır. Ama onlar burnun etrafında birikip bunun nefes almasını zorlaştıracak algleri temizler üstünde yani algler olacak süngerler olacak deniz yıldızları olacak midyeler istiridyeler Ve tabii ki balıklar olacak böyle bir ekosistem sağlıklı bir ekosistem ne olduğunu sorsam size bir çiçek dersiniz yani şu küçük parmağım kadar bir organizma bu. Deniz Tavşanı diyoruz biz buna ama sülüklerden aslında. Kabuksuz sülüklerden. Bu da denizi filtre eden denizi süzen organizmalardan hiç haberimiz yok. Tek bir tane derdimiz var Efendim sofraya lüfer gelecek mi? gelmeyecek mi? Bu sene hamsi yiyecek miyiz? yemeyecek miyiz? önemli ama ben daha başka bir noktasına size dikkat çekeyim çocukluğumuzdan beri öğrendik dünyanın ekseni eğik öyle olduğu için her tarafı güneşten eşit derecede ısınmıyor ya da enerji almıyor bakın şu 30 derece enlemleri arasındaki güney ve kuzey yarım küreyi düşünün şu bölge güneşten fazla yararlanıyor fazla enerji alıyor az enerji alıyor. Deniz akıntıları olmazsa sıcaklık tuzluğa bağlı bu akıntılar olmazsa ve bunlar bir kuşak gibi Ekvator bölgesindeki sıcak suyu kutuplara kutuplardaki soğuk suyu da Ekvator bölgesine taşımazsa iklim dediğimiz şey de olmaz. Deniz sayesinde yaşıyoruz akıntı yoksa akıntı duruyorsa her şey birden iklim değişimi dediğimiz olay karşımıza çıkıyor. Aslında iklimin ilk habercisi deniz. İklim araştırmalarının dört gözle her gün baktıkları şey ssd dediğimiz deniz yüzeyi sıcaklıkları. Bunların ortalamalarına bakıyoruz, ortalamaları bize bir şey veriyor ve denizler ısınıyorsa akıntı sistemi değişiyor demek, denizler ısınıyorsa tuzluluk değişiyor demek, denizler ısınıyorsa 10 büyük iklim sisteminin hepsi birbirine giriyor demek yani değişikliğini bizim izleyebildiğimiz dünyadaki en önemli unsur yine. Deniz, okyanuslar ve bu iklimi biz artık değiştiriyoruz.Burada kastettiğimiz doğal iklim değişkenliği değil son 150 yılda bizim atmosfere verdiğimiz karbondioksit ve yeryüzü şekillerinde meydana gelen değişimler iklimin değiştiği. Denizler ısınıyor buzullar çözülüyor, denizlerde asitlik artıyor pH düşüyor yani pH’nın düşmesi demek kabuklu eklem bacaklı organizmaların popülasyonlarının zorunlu olarak azalması demek ve buna bağlı olarak da tür çeşitliliği değişiyor. İklim değişikliğinin müsilaj denilen bir felaketi tetikleyeceğini hiç kimse düşünmedi bilim insanları uyardı uyardı uyardı uyardı ama hiç kimse duymadı.  Müsilajın nedeni 25 milyon insanın evsel atığı. Bandırma‘nın bir atık arıtma tesisi yok yeni yapılıyor. Erdek‘in bir atık arıtma tesisi yok yeni yapılıyor. Peki İstanbul‘un var mı? %50’sinin var %50’sinin yok. Niye bir akıntı sistemi var. Marmara Denizi‘nde ikili bir akıntı sistemi var. Derinlerdeki su ise Akdeniz kökenli sulardan oluşuyor sürekli kuzeyden güneye doğru Karadeniz suyu akıyor giren bir Karadeniz kökenli su yaklaşık 6 ay içerisinde Çanakkale Boğazı’ndan çıkıp Ege‘ye geçiyor. Akdeniz sistemine geçiyor Akdeniz suları alttan güneyden kuzeye doğru Marmara‘ya giriyor ama bunlar yüzey suları kadar hızlı değil daha yavaş hareket ediyor yaklaşık altı altı buçuk yılda şeyden Karadeniz’e doğru çıkmış oluyor. Bu akıntı sistemi Marmara Denizi‘ni orijinal hale getiriyor denizin sırrı renginde saklı Akdeniz, denizlerin çölü olarak nitelendirilir, masmavi demek hiç karbon üretim yok yani besin yönünden fakir, kırmızıya doğru dönerse  o kadar zengin demek. Azak Denizi, en zengin. Ama Marmara Denizi de besin yönünden zengin bir deniz olduğunu görüyoruz. Marmara Denizi‘ni niye zengin evsel atıkları Türkiye’nin yarısına hizmet sunan endüstrinin atıkları tarımsal atıklar denizcilik atıkları ve diğerleri kıyı tahribi askıdaki katıyı artırdık.  Ancak Marmara Denizi‘nde kirlilikten dolayı ışık yok. Marmara‘nın nefesini kestik 3.000 küsür tür var Marmara Denizi‘nde. Marmara‘da türlerimizi kaybediyoruz birer ikişer gidiyor iklim değişikliğine vurgu yaptık zaten istilacı türler var son 10 yıl içerisinde 15 tane farklı balık türü geldi Marmara‘ya. Mesela Marmara‘da yaşamayan 15 farklı balık türü geldi. Habitat kayıpları sürekli kıyıları dolduruyoruz, kıyı dolguları yapıyoruz, havzalar arası atık su transferi Ergene suyunda İstanbul bir canavar oldu kollarını bütün Anadolu yattı Istranca‘dan Bolu‘ya Karadeniz dağlarına kadar her yerden İstanbul’a su taşıyorduk. Ergene havzasına atık sularını burası çok kirli bu Ergene atık sularını Ege‘ye verirsek Ege‘de daha da bu kirliliği arttırırız o zaman Marmara‘ya verelim diye düşündük harika çözüm değil mi bu denize verirsek kirletir o zaman oraya vermeyelim bu denize verelim Burası zaten kirli. 20-25 metre derinlikte denize basıyoruz sonra ağlıyoruz sonra denize girer miyiz giremeyiz miyiz diye korkmaya başlıyoruz. Çünkü Marmara Denizi‘ni de  Pusula Denizanası dediğimiz denizanaları neredeyse istila etti geçen katına çıktı popülasyon 3 kat yaklaşık olarak. Bu bölgedeki gözlemlerimi söylüyorum 10 metre derinlikte kafamı yukarı çevirdiğimde dalış esnasında göz hizamda kalanları saydım 13 tane Pusula Denizanası vardı niye başına kadar bu yoktu bizde bu bizim türümüz değil geldi. Uzaylılar filan getirmedi gemilerin bana sularıyla geldi. Balast sularını filtre etmediğimiz için buraya boşaldı ve ne olduğu için Marmara Denizi‘nin sularını çok sevdi edecek balık popülasyonunu da biz yok ettiğimiz için bunlar patladı. Bunları kontrol altında tutacak tek unsur bunların üstünden beslenen türler balıklar, büyük balıklar. Çipuralar, Mercan türlerinin sayısı arttıkça o balıklar bunları baskı altında tutacak da ama balıklar yok, piramidin tepesini götürdük. Denizin altıda sürekli atık göndererek besliyoruz sonra da şikayet ediyoruz ya denizanaları çoğaldı ne yapsın meydan ona kaldı. Eğer bunların olmamasını istiyorsak başka türlerde gelecek. Bunların olmamasını istiyorsak kesinlikle ve kesinlikle Marmara ekosistemini iyileştirmemiz gerekiyor. Sadece bilmemiz yetmiyor mutlaka eyleme geçmemiz gerekiyor. Sürdürülemez hale geldi Marmara‘da. Bütün Türkiye‘de öyle ama Marmara‘daki daha büyük bir felaket 1980’li yılların başından 2022 yılına kadarki istatistikleri taradığımızda gördüğünüz ki ; 80.000 tonu açmış Marmara Denizi‘nden avladığımız balıklar sonra 14.000 tona düşmüş. Bu sene  24.000 tona çıkmış tekrar fena değil. Aslında bakarsanız 44 balık 12 diğer Su Ürünleri dediğimiz toplam 56 türden oluşuyor. Bu da bir illüzyon var. 24 binin 13.000 tonu hamsi, yarıdan fazlası 3000 tonu palamut. 1200 tonu istavrit. 8000 tonun; 800 tonu sardalya lüfer 600 ton Kolyoz 480 ton etti size 19.743 ton diğer su ürünlerinden de 2.500 ton karidesi koyun üstüne 22 bin tonu bunun neden oluşuyor. Nerede bizim balıklarımız hali 3.000 türümüz vardı. Arkadaşlar piramitin tepesini yok ettik, büyük balıklar yok kılıç nerede orkinos nerede. Bu sene palamut çok yüksek ama bu sene  1 Eylül’de açılacak avcılık sezonunda muhtemelen çok az palamut çıkacak veya hiç çıkmayacak, uzun yıllara baktığımızda palamut grafiğimiz gidiyor aşağı doğru gidiyor. 1945 yılında avlanan palamutların 1 ile 9 yaşı arasındaydı, yapılan avcılık verilerine baktığımızda en yaşlı palamut 4 yaşında 4 yaşında. Hemen Yunanistan’da 7 yaşında İtalya’da 9 yaşında palamut avlıyorlar. Niye? Çünkü oralardaki Balıkçılık sürdürülebilir hale geldi, mecburen geldi onlar da bizim gibilerdi balıkları piramidinin tepesinden avladık aşağıdan da sürekli kirliliği gönderiyoruz. Sonuçta da karşımıza müsilaj çıkıyor.

Bunun için de bütün taraflar 2021 yılında bir araya geldi 22 eylemden oluşan bir Marmara Denizi Eylem Planı yapıldı. Uygulama nasıl peki heyecanla başladık çok iyi başladık Ama üzgünüm iyi gitmiyor. Denize şu anda aynı şekilde o atıklar gitmeye devam ediyor ileri biyolojik arıtmaları yapamadık. hızlı yapamadık en hızlısı Bandırma ve Erdek de açılamadı. İnşallah kısa süre içerisinde açılır yani müsilasız Marmara istiyoruz ama Marmara‘yı müsilajsız hale getirecek o 22 eylemlik planı etkin şekilde uygulamıyoruz. Ne yapalım o zaman bırakalım Marmara kendi halinde ölmeye devam etsin.

PİNA, MARMARA’NIN TEK UMUDU…

Marmara‘yı kurtarmak istiyorsak, korumak istiyorsak;  Pina gibi doğal destek mekanizmalarına bizim sahip çıkmamız lazım. İnsanın atığını; Pina, tek başına halledemez üstesinden gelemez ama bir taraftan atık arıtma tesislerini yaparken atık yükünü deniz azaltmaya çalışırken bir taraftan da Marmara Denizi’nde doğal olarak yaşayan ve deniz ekosistemini destekleyen bu türü korumamız lazım. 50 yıl yaşıyor, 120 santime kadar büyüyor, ortalama bir Pina, 6 litre deniz suyunu filtre ediyor. Bir günde yaklaşık 150 litre demek milyonlarca Pina yı düşünün denizin içinde ne kadarlık bir katkı sağladığını. Varın Siz hayal edin arıtmadığımız ekosistem Marmara Denizi‘ne arıtmadan gönderdiğimiz atıkları temizliyor Pinaların yaşam habitatı ile beraber denizde varlığını sürdürmesini sağlarsak Marmara Denizi‘ne katkı sağlarız.  Pina, kıyıdan 60 metre derinliğe kadar olan bölgelerde yaşıyor ve en çok yoğun yaşadığı tercih ettiği yaşam alanı Deniz Çayırlarının içi Deniz Çayırlarının dışındaki alanlarda da hafif çakıllı kumlu zeminleri tercih ediyor.

Deniz Çayırlarının içinde yaşıyor olması planın lehine ancak iklim değişikliği dediğimiz olay hepimizin hayal ettiğinden başka sonuçlar doğuruyor. 2016 yılında Pinalar topluca ölmeye başladı, iklim değişikliğine bağlı bir parazit onların sindirim sistemine bulaştı ve 2019 yılına geldiğimizde bütün Pinalar öldü. Cebel-i Tarık Boğazı’ndan, Çanakkale Boğazı’na kadar şu anda canlı Pina neredeyse kalmadı, bütün Pinalar öldü, bizim değişikliğine bağlı olarak tam 20 milyon yıldır Akdeniz’de yaşıyordu bu hayvanlar 20 milyon yılda doğal olarak oluşmayan bir olay kime verdiği zarar sonucunu da getirdi. Bir istisna Pinalar sağlıklı şekilde yaşamaya devam ediyor. Erdek Körfezi‘nde 2019 yılının Ağustos ayında çektim hepsi canlıydı Ocak ayında bunların hepsi öldü, müsilajdan önce hepsi öldüler yine mutluluk verici bir şey bunların arasından şu anda 2 yıldır geçen yıldan beri minik yavru pinalar çıkmaya başladılar sadece İtalya’da ölmeden önce 200 tane Pinayı kurtardılar yaşadılar akvaryumlarda yaşatıyorlar şimdi bir gün tekrar bu hastalıkla baş etmeyi öğrenirsek buradan alıp oraya transfer edelim diye hepsi sağlıklı ve yaşıyor bu çok müthiş bir şey bizim açımızdan ama değişikliği tehdit ediyordu. Balıkçılık faaliyetlerde Pinaları tehdit ediyor. İstanbul Boğazı’nın girişinde bir gırgır operasyonu esnasında 35 metreye atılan gırgır ağının üstünden 90 küsür tane canlı Pina kazıdı, çıkardı. Çünkü orası bir doğal resif.

Erdek’te, Adalarda her tarafta otellerin önündeki şu anda en önemli faaliyet bu bütün belediyeler parti fark etmeksizin harıl harıl Deniz Çayırlarını kazıyorlar müşteri kaybetmemek için İnsanlar Deniz Çayırlarını istemiyor orada temizleme faaliyetleri dedik, kıyı dolguları dedik ve tabii ki bilinçsiz dalış faaliyetleri de Pinaları etkiliyor. Dünya Doğayı Koruma birliğini tehlike kategorisi “kritik seviyede” tehlike altında, tehdit altında demek bir aşama sonrası doğada bitti. Onun bir aşama sonrası da artık yeryüzünde ne laboratuvarda ne doğada hiçbir yerde kalmadı demek. Pina bu son aşamaya geldi. Erdek Körfezi, bu bölgedeki zengin Pina yataklarına sahip Erdek Körfezi’ni bu haliyle korursak Marmara’nın diğer taraflarını yapamasak bile sadece Erdek Körfezi‘ni bile korursak dahi yetecek. Avrupa Birliği direktifleri var, Birleşmiş Milletler direktifleri var bizim yasalarımız var ama yasalar korumuyor türleri. Yani bizim bilinçli bir şekilde bunları korumamız lazım. Marmara’nın umudu Pina projesi yürütüyoruz. Bandırma Körfezi‘ni ve Erdek Körfezi‘ni komple taradık Koruma Birliği diyor ki; eğer 100 metrekarelik bir alanda 10 adetten daha fazla Pina görürseniz bu çok önemli bir olaydır lütfen rapor edin diyor. Erdek Körfezi‘nde 60 küsür. Pina sayısı 100 metrekarelik alanda çok yüksek rakam bir şey buna uygun bir koruma stratejisi geliştirelim diye uğraşıyoruz. 22 Haziran’da bir stratejisi strateji toplantısı yapacağız Üniversitemiz Denizcilik Fakültesi’nde. Bilinç oluşturmaya çalışıyoruz, eğitim setleri geliştirdik, posterler hazırladık. Ondan sonra ve bir taraftan da nasıl koruyacağımıza dair mesajlar oluşturmaya çalıştık fikirler topluyoruz.

https://www.umutpina.com.tr/ Bir web sitesi oluşturduk. Pinaya dair bütün bilgileri burada bulabilirsiniz.Ben de bir şey yapayım diye düşünüyorsanız Pina elçisi formunu doldurarak katkı sağlayabilirsiniz bu sene belediyelerle işbirliği halinde plajlara koymak istiyoruz, plaja gelen insanlar Pinayı öğrensinler, Deniz Çayırlarının orada ne kadar önemli olduğunu öğrensinler ve zarar vermesinler istiyoruz.

Sonuçta; müşteri parayı veriyor otelde bir turistik işletme para kazanmak zorunda ama insanları bilinçlendirerek ancak bundan şey yapabiliriz. Yani bunu biraz evvel dediğiniz arıtmayı talep etmeliyiz bunu da talep etmemeyi bizim insanımıza bilinçlendirmemiz lazım yani bu Marmara umudu Pina Projesi gibi o sahillere asılacak tabelalar o belediyelere, belediye yönetimlerine bunu isteyenlere reddetmemelerini sağlamak. Hatta otel sahiplerine bunu talep etmemesinde ve turistin de bunu talep etmemesine yani o aslında otelin önünde ayağını basmaktan çekindiği çayırları görüyorsa orada oksijenin bol olduğu anlatabilirsek o zaman proje varmış olacak bu sayede de Pinalar yeniden doğmuş olacaktır.

Ben de size diyorum ki; Pina dahil olmak üzere Marmara Denizi ekosisteminin bir bütün olarak korunması için Pina sizin için kurtuluş reçetesi. Pina, dünya ölçeğinde Birleşmiş Milletler nezdinde Avrupa birliği direktifleri ile koruma altında bir tür kırmızı listede bir tür. Dolayısıyla Pinayı yükselteceğiz binayı ön plana çıkaracağız ve ne Erdek Körfezi’nde ne de planı yaşadığı diğer alanlarda böyle bir durumda olmasına izin vermemeliyiz işte sanayinin yoğun olduğu yerde Bandırma Körfezi‘nde niye Pina yok az önce ifade ettim düşünmemiz gerekiyor. Yani sanayi bölgesi olduğu andan itibaren kirlilik artacaktır kağıt üstünde projelere bakarsanız hiçbir Sanayi tesisi Denizi kirletmez içimizde bir sürü sanayici var işini güzel yapan arıtma tesisini kurmuş olan işleten Onlara hürmetim var. Onlar bahsini bizim dışında ama yani bu Marmara Denizi‘ndeki durumda bunun tam tersini söylüyor yani nerede Sanayi varsa orada Deniz müthiş zarar görmüş durumda örnek isterseniz Nilüfer Çayı‘nı göstereyim. Gönen Çayı’nı göstereyim. Gönen Çayı birazcık yukarıda alabalık yetişecek kalitede ama şeyden Denizkent’ten, Marmara Denizi ile buluştuğu yerde bir tane balık yaşıyorsa gelsin birisi bana göstersin. Nilüfer Çayı içme suyu yani sofralarımızdaki suların neredeyse büyük bir kısmı Nilüfer Çayı gibi kaynak sadece 100 kilometre sonra Bayramdere’den, Karacabey Boğazı’ndan denize karışırken felaket durumda simsiyah bir sıvı olarak akıyor.”

REKLAM ALANI

(728x90px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.
mersin escort
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

REKLAM ALANI

(336x280px)

Anasayfa Sağ Bloka Esnek veya Sabit ölçülerde SINIRSIZ reklam alanını şablon olarak ekleyebilirsiniz. Şuan örnek olarak sadece 2 reklam kullanıldı.

Haberlerin izinsiz kopyalanması yada çoğaltılması yasaktır.

adanapapim.netalanyapapim.netanadoluyakasipapim.netankarapapim.netantalyapapim.netatakoypapim.netavcilarpapim.netavrupayakasipapim.netbahcelievlerpapim.netbahcesehirpapim.netbakirkoypapim.netbesiktaspapim.netbeylikduzupapim.netbodrumpapim.netbursapapim.netdenizlipapim.netdiyarbakirpapim.netesenyurtpapim.neteskisehirpapim.netetilerpapim.netfatihpapim.netgazianteppapim.nethalkalipapim.netistanbulpapim.netizmirpapim.netizmitpapim.netkadikoypapim.netkayseripapim.netkocaelipapim.netkonyapapim.netkurtkoypapim.netkusadasipapim.netmalatyapapim.netmaltepepapim.netmecidiyekoypapim.netmersinpapim.netnisantasipapim.netpendikpapim.netsamsunpapim.netsirinevlerpapim.netsislipapim.nettaksimpapim.netumraniyepapim.net

bodrum escortgaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortizmir escort bayanhttps://www.thefranceshow.com/big bass bonanzaankara escortataşehir escortxslotMebbisdeneme bonusutrendyol indirim koduAntep Fıstığı 1 KG Satın Alslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comdikmen escortstarzbet adamsah.netdeneme bonusucasibomstarzbet girişstarzbet girişbahsegelgrandbettingtruvabetbahiscasinotarafbetbahiscommariobetbetistmarkajbetbetinematadornetcasibombelugabahisbetebet1xbetasyabahiscasinovalediscountcasinoelexbetfavoribahisbahiscombahiscombelugabahisbelugabahisbetistbetistceltabetceltabetklasbahisklasbahismariobetmariobetrestbetrestbettarafbettarafbettipobettipobetcasibomcasibomcasibomcasibomstarzbetsahnebetlimanbetredwinmatadorbetmatadorbetbetkombetkomcasibomcasibomcasibomcasibomcasibom7slotsbahigobahis1000bahisalbaymavibaywinbetexperbetkanyonbetkolikbetkombetlikebetmatikbetnisbetonredbetorspinbetparkbetperbetroadbetsatbettiltbetturkeybetvole24wincratosslotelitbahisfavorisenfunbahisgorabethilbetikimisliimajbetintobetjasminbetjetbahiskralbetligobetlordbahismarsbahismeritkingmilanobetmobilbahismostbetmrbahisneyinenoktabetnorabahisoleybetonbahisonwinorisbetparmabetperabetpiabetpinuppokerbetapusulabetredwinrexbetromabetsahabetsavoybettingbetkombahis siteleriblackjack siteleriCasinoBonanzacasino bonanzadeneme bonusurulet sitelerisweet bonanzacasino sitelericasino sitelericasino sitelerisupertotobettulipbettumbetpadisahbetvdcasinovenusbetwinxbet7slotsasyabahisbahis1000bahisalbahsegelbaywinbetebetbetexperbetkolikbetmatikbetonredbetorspinbetroadbettiltbetturkeybetvolecasibomcratosslotdumanbetelitbahisextrabetfunbahisgorabetgrandpashabethilbetimajbetjasminbetkalebetkralbetlimanbetmaltcasinomarkajbetmatbetmilanobetmobilbahismostbetgirisneyinenorabahisonwinpalacebetparmabetperabetpokerbetaredwinrexbetrokubetsahabetsavoybettingtarafbettruvabettumbetxslotartemisbitbaymavibetebetbetkolikbetkombetperbettiltceltabetimajbetklasbahisligobetlimanbetmariobetmatbetneyinesahabetbetturkeystarzbetBeylikdüzü Escortistanbul escort bayancasibommeritking