REKLAM ALANI

(300x250px)

Esnek veya Sabit Ölçü Verebilirsiniz.

32. Uluslararası Bandırma Kuş Cenneti Kültür ve Turizm Festivali‘nin farkındalık oluşturacak bir başka etkinliği de; Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ve Oyuncu Olgun Şimşek‘in “MARMARA’NIN UMUDU PİNA” söyleşisi oldu.

BİR SAATTE 6 LİTRE DENİZ SUYUNU FİLTRE EDEN PİNA, MARMARA’NIN SON UMUDU…

Söyleşisine, ekibi ile dalıp Marmara Denizi derinliklerinde çekilen görsellerle başlayan Prof. Dr. Mustafa Sarı;

“Deniz kıyısına gittiğinizde Erdek’te ya da Denizkent tarafında Bandırma Körfezi’nde herhangi bir kıyıda dolaşırken gördüğümüz büyük kabuklular var ya büyük kabuklar görüyorsunuz büyük bir midye. Aslında denizin tabanına yapışıyor, ipliklerle tutunuyor tabanda ve başlıyor deniz suyunu filtre etmeye. Denizdeki parçacıklarla organik atıklarla organik parçacıklar da besleniyor ve bu esnada deniz suyunun içerisindeki çözünmüş oksijeni alıyor onunla nefes almış oluyor. Bizim arıtmadan denize gönderdiğimiz her bir atık Pina için bir besin olabiliyor. Denizin içerisindeki organik askıdaki parçacıklar besin ama 25 milyon insanın atığını eğer denize arıtmadan boca etmeye devam edersek; Marmara Denizi’nin sonu Dünyadaki diğer örneklerinden farklı olmayacak.

PİNA, MARMARA’NIN DERDİNE İLAÇ OLACAK…

Pina midyesi diğer bir adıyla yelpaze midyesi, Marmara Denizi’nde canlı olarak kaldı ve yaşıyor. Ne Mısırda ne Fransa’da ne İspanya’da ne Hırvatistan’da hiçbir yerde Pina kalmadı. 3 yıl içerisinde topluca bütün pinalar öldü. Marmara’nın derdini ilaç olacak gibi bunlar canlılıklarını devam ettiriyorlar ve bütün dünyada şimdi bizi seyrediyorlar. Diyorlar ki; bakalım Türkiye bunu nasıl koruyacak hangi güzel projelerle hangi güzel uygulamalarla koruyacak diye bizi takip ediyorlar. Sorumluluğumuz şu anda bütün dünyanın yükü kadar ağır. Aslında yani başka bir canlı türünü korumak için sarf ettiğimiz enerjinin sonuçta bir müddet sonra kendi sınırlarımızın içerisinde kalmış olan tek Pina popülasyonunu da kaybetmiş olacağız. Biz burada Bu pinaları korursak hastalık geçtiği zaman buradaki binaların bütün Akdeniz’e yayılma şansı var, potansiyeli var. Biz buradan bu pinaları bütün dünyaya Akdeniz’in diğer ülkelerde gönderebiliriz. Oralarda yeniden Pina popülasyonlarının motoru oluşmasına katkı sağlayabiliriz. Ama korumazsak o zaman kaybetmiş oluruz. Sizler şöyle düşünüyor olabilirsiniz. “Ben hiç ömrümde pina’ya zarar vermedim, hiçbir zaman gidip iş makinesi ile deniz çayırını da sökmedim, denizde dondurmadım.” Ama sifona bastınız nereye gitti o atıklar? denize gitti. Çaba sarf etmemiz lazım,  zamanı yok çünkü denizin zamanı kalmadı. Mutfak lavabosunun altındaki dolabın kapağını bir açın göz atın beraber sayalım bulaşık deterjanı kir sökücü leke sökücü daha sayalım mı? Ben kendi evimdekini saydım 14 tane çıktı. Yani bunların kullanım miktarlarını azaltmamız gerekiyor. klozetinize haftada 3 defa çamaşır suyu döküyorsanız lütfen bire indirin, deterjanı miktarını çamaşır deterjanı miktarını yarı yarıya azaltın. Sizin çamaşırlarınızı daha iyi yıkamak için değil o ölçekler, onları satanlar daha çok para kazansın diye o kadar büyük daha az kimyasal gönderdiğimizde denize, denizi daha kirletmiş olacağız.

YETKİLİLERE SORMAMIZ LAZIM…

“İşte şehirlerimizi yöneten kentlerimizin atıklarını temizlemekle mükellef olan yetkililerden de talep edeceğiz. Bizim arıtma tesisimiz nerede..? diyeceğiz, para ödüyoruz, atık parası ödüyoruz diyeceğiz seçim geliyor Sayın Belediye Başkanım Şimdi bana kızacak başkanımız ama yani yerel seçim geliyor. Ben müsilaj olmaması için pinaları korumak için sen ne yapıyorsun..? diye sormamız lazım. Bütün adaylarımıza sormamız lazım.” diyerek sözlerine virgül koydu.

Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın açılış konuşmasının ardından söz alan Oyuncu Olgun Şimşek;

Ülkemizde çevre kirliliği denen şeyin olduğu müsilaj sebebiyle ayyuka çıktı. Bu daha görünür oldu, görünmeyince pek sorun olmuyor bizde ama zaman daha doğrusu halk arasında da öyle bir laf vardır ” Halının altına atarken sorun yok ama halı kokmaya başlayınca koku nereden geliyor..” oluyor. Müsilajda Biz de önemli bariz yaşamsal sorunlardan bir tanesi olmaya başladı. Şimdi bilim adamı kılıklı konuşuyorum ama benim uzmanlık alalım değil tabii ama hiçbirimizin uzmanlık alanı olması gerekmiyor yani çevre ile ilgilenmeniz için çevrenin daha sağlıklı nefes alması yaşaması bizden sonraki nesillere devredilebilmesi için konunun bilim insanı bilim uzmanı olmanız gerekmiyor birazcık duyarlılık oluyor. Biz de çok maalesef çok az bulunan bir şey belki dünyada da öyle ama biraz geldiğimizde o duyarlılık çevreye oksijeni hayata yaşamsal şeylere değil de daha çok paraya evimizi nasıl doldururuz, kendimize bir ev daha nasıl alırız o zaman hani şu yolu biraz daha doldurup acaba oradan 2 yolluk yer kazanır mıyız şeklinde. Tabiri caizse ranta yönelik faydalar aranıyor bizde. Bunlar da bütün hatta din adamlarının dediği gibi günü kurtaran çözüm. Ona çareler üreten çareler çözümler daha ileriye dönük siyasetçimizden sokaktaki insanımıza kadar biz onlara bir şeyler bırakalım onlara güzel bir dünya bırakalım diye konuşuruz ama arasında içtiğimiz pet şişeyi sokağa atarız, içtiğimiz sigarayı sokağa atarız ya da eve gidince bir şeyler mutlaka kirletiriz. Çocuklarımızın ne kadar önemli olduğundan bahsederiz ama onlara bile tahammülümüz bu tür negatif duygulardan bahsederek sizlere sıkmak istemem ama maalesef bunlar da bizim gerçeğimiz. Ben aslında biraz bu söyleşinin bu sosyal sorumluluk projesinin biraz medyatik yüzü olarak burada bulunuyorum. İnsanlar bina ile çevreyle çok fazla ilgilenmeyebilir olursa belki cümle ederse onun da bilinirlik açısından en azından pinalara üç beş pinaya da olsa bir faydası olur şeklinde azınlık olarak kalmamızı da ben çok işin gerçeğine hakikatine çok uygun buluyorum ya da az görünen kişi sayısının etkisinin yüksek olacağını tahmin ediyorum ve umuyorum.

ÖDÜLLENDİRİLMESİ GEREKEN BİR İNSAN…

En azından artık sosyal medya diye bir şey var oturduğunuz yerden çalışmayı burada ya da bir başka yerde ki başka yerde pek olmuyor. Mustafa Hocamız mazlum deniz ve göl hayvanlarının koruyucusu olarak Bence ödüllendirilmesi gereken bir insan. Van’daki çalışmalarından beri çalışmaya girmesi beni de çok duygulandırdı ve heyecanlandırdı o sebeple de buradayım burada bir tiyatro oyunu olsaydı burada bir konser olsaydı ya da 2 Türkçe söyleyen birisi olsaydı belki katılım daha fazla iyi ki daha fazla olabilirdi ama dünyalar ve duyarlılık biraz da duyulan olunca sayımız biraz azalıyor ama bu sayı az olmasına rağmen etkisinin ben çok güçlü çok sağlam olacağına inanıyorum şu yarım saat izlediğimiz görselde bile aslında ne yapmamız gerektiği açmamız gerektiği çok net anlatılıyor. bilimsel açıklama yapmaya benim zaten zaman zaman vardır sanatçılar ama bir mesaj verse kaygısı vardır. Bunu da çok açıkçası inandırıcı bulmam ben önünde durduğu işte arkasında mı acaba önünde mi neredesin para da veremezler ama bir önüne yerleştirirler Ben toplumun tam ortasında tam içinde olan birisiyim. Sizlerden ricam ya da sizlere tırnak içinde mesajım; Hayatı kendimizi doğayı daha anlamlı kılmaya çalışalım insanın bu anlamdaki çabası yüzyıllardır bitmemiş zaten kendisini doğayı atmosferde neler olduğunu anlamlandırma konusunda hep sıkıntılar yaşamış insanoğlu. Fakat artık bilginin çabuk ulaşması sebebiyle daha duyarlı olmamıza sanki her şey yardımcı oluyor işte benim burada olmam burada yine bir sosyal sorumluluk projesi ile vicdani bir proje ile diyelim. Mustafa Hoca’ya gönülden teşekkür ediyorum hepimizin böyle bir teşekkür borcu var bence. Ülkemizde bu duyarlılığa sahip insan az olduğunu düşünüyorum.

Siyasetçilerimiz zaten ne isterseniz onu veriyorlar biraz önce iyi gibi taleplerimiz bu olsun siyasetçilerimizden de yani bana bir kömür verirsen iki tane pinayı kurtarırsan. Siyasetçiye de yol veren toplumdur yolunu açan yönlendiren diyelim. Toplum ne istiyorsa onu verin değerlendirirler ama siyasetçilerimiz de. Bence çok masumane istekler yani Başkana gitseniz 5 tane pinaya bakacağım bana yardım et dediniz bence hayır demez.” diyerek sözlerini noktaladı.

Prof. Dr. Mustafa Sarı kapanış bölümünde;

“Sosyal sorumluluk projesi, insanların ilanlarını harekete geçirmek de biraz böyle bir şey, bir görüntü, bir gülüş. İşte küçücük bir Pina biri sünger,  insanları heyecanlandırır bir şey oluyor. Umarım bu heyecanı bütün toplum paylaşır. Dış mihraklar gibi bir bahanemiz de yok. Çünkü Marmara’nın bütün sınırları bizde. Hani bir Bulgar sınırı olsaydı bak Bulgarlar kirletiyor, bunu falan gibi bir şikayete geçebilirdik ama öyle bir sınırı da yok. Tomurcuklanan o güzel duygular ülkemizde hepimize fayda sağlar, Bandırma Belediyesi’ne faydası var. Sonra da ülkemizde ve dünyaya fayda sağlar.

ALDIĞIMIZ NEFESİN YARISI DENİZDEN GELİYOR…

Yediklerimizin dışında denizde ilişkimizin aslında bir tane tanımı var nefes alıyoruz mu hepimiz almasak yaşayamayız şu anda aldığımız nefeslerin yarısı denizden geliyor dörtte üçü sularla kaplı sadece dörtte birisi Kara eğer o mevcut Kara alanlarının da tamamı ormanlar ve bitkilerle kaplı olsaydı bile bizim aldığımız nefesleri üretmeye yetmeyecekti. Plankton dediğimiz minik bitkicikler fitoplankton üretiyor. Soluduğumuz havanın içindeki oksijenin yarısını. Denizi korumak demek yaşamın kendisini korumak demek.

ONLAR PİNA ELÇİLERİMİZ…

Denizcilik Fakültesinde okuyan öğrenciler; pina elçilerimiz, gençlerimiz. Bakın şu anda okul açık değil bu çocukların hepsi de Bandırmalı değil her birisi Türkiye’nin diğerinden kalktı geldi burada Belediyemiz bize bir stant verdi. O standın başında gün boyunca sürekli pinayı anlatıyorlar. Bandırma duyarlı bir kenttir. Denizi, bizi korumaya çalışıyoruz.

MÜSİLAJ, BİR MİLAT..

Müsilaj bir Milat. Hiç kimse artık Marmara Denizi’ne duyarsız kalamaz ve kalamadı da. 2021 yılında tüm taraflar bir araya geldi birbirine selam vermeyen. Bir masa etrafında toplandı ve hiç hatırı sorulmayan benim gibi bilim insanları bilim kurulu oluşturulduğu çağrıldı. Gel kardeşim buna nasıl bir çözüm üreteceğiz denildi ve 22 eylemden oluşan Marmara Denizi eylem planı ortaya çıktı. Marmara Denizi için bunun 3 eylemi Marmara Denizi’nin özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesiydi ve Kasım ayında özel çevre koruması koruma bölgesi ilan edildi bu çok büyük bir ilerleme yetmeyecek ilan edildi. Şu anda Çevre Bakanlığı’nın altında çevre yönetimi Genel Müdürlüğü Marmara Denizi özel çevre koruma bölgesi Daire Başkanlığı kuruldular. Çalışmaya başladığımızda Daire Başkanlığı bizi aradı dediler ki Hocam yani bu Pina bu kadar önemliymiş biz fark etmemişiz. Biz size nasıl destek olabiliriz dediler şu anda Çevre Bakanlığı’yla ileriye dönük olarak bir proje başlatıyoruz. Yani bütün pinaları biz şimdi burada Balıkesir’in sınırları içindeki bölgede şu anda yaptık, bu çalışmayı ama Marmara’nın tamamına yaymamız lazım. Çevre Bakanlığı dedi ki; Tamam bütçesini biz verelim beraber çalışalım. Onların desteğini almak için de daha çok bir anlatmamız lazım sanıyorum. Müsilaj bir milattı. Marmara’yı kurtaracağız. hep birlikte sahip çıkacağız. Umut etmemiz lazım. Umut ettiğimiz için bugün buradayız.” diyerek söyleşini noktaladı.

Söyleşinin ardından düzenlenen plaket töreninde konuşan Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun;

“Denizi kirleten burada oturan herkes. Bandırma’nın arıtması yok, Cumhuriyet’ten itibaren değerlendirirsek 100 senedir büyüyen bir gelişen bir kent fakat bir arıtma tesisi yapamamışız. Bu da tabii yerel yöneticilerin hepimizin ayıbıdır. 1999 arıtılması ile ilgili dönemin Belediye Başkanı Halil Ünlü. O’nun başlatmış olduğu çalışma sene 2022’deyiz çok ağır ilerliyor. Tabii Belediye’nin kendi bütçesiyle de yapabilmesi kolay değil. 30 milyon Euro’luk bir proje Avrupa Birliği fonlarından alınıyor. İşte Baski Genel Müdürlüğü’nün, Bakanlığı’nda bir payı var bu şekilde. Büyükşehir 2014 Büyükşehir olduktan sonra. Ben 15 senedir yerel yönetimin içindeyim, o arıtma için arıtmanın yapılması için Bakanlıklara gidip projeyi daha önlere almak için uğraşan bir kişiyim. Şöyle bir sıkıntı var. Bandırma’nın nüfusu 120.000 Yani o zaman Bandırma’nın nüfusunun gelişmesi ile ilgili bizim şu anda Bandırma’nın nüfusu 172.000 Yani yine yeterli olmayacak. Önümüzdeki süreçte tekrardan başka bölgeye başka arıtmanın yapılması gerekiyor. Yani Türkiye’de işler yavaş ilerliyor. Denizi kirletmek için hep beraber gerçekten ciddi.

Marmara’nın birçok bölgesinde aynı şekilde aynı durumda olan şehirler var, el birliğiyle de düzeltmemiz gerekiyor. Yani biz Yerel Yönetim olarak her zaman çevrecilerin yanındayız, katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Bandırma’da da bizim hocamız olduğun için biz de her zaman sizlerin yanında olmaya çevreci bir belediye olmayı denizimizi korumaya pinalarımıza sahip çıkmaya bütün canlılarımıza ve denizdeki bütün canlılarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.